Yaza veda post'unu hazirlarken bu yaz gerceklestirdigimiz Provence seyehatimizin beni cok fazla etkiledigini farkettim .. Belki gezi ile ilgili hazirladigim yayinlarda etkili olmustur .
Sonra bunlari size aktarirken dusundum de , yazlik evimde de bir kac provence tarzi ev esyasi ve aksesuar var neden fotograflari blogumda paylasmayayim , belki begenirsiniz ;)
Dekorasyonda dogal malzemelerden yapilmis esyaları ve detaylari kullanmayi seviyorum . Yazlik evimin tarzi '' eklektik '' , hicbir tarzin tek basina kullanilmak uzere ortaya ciktigini dusunmuyorum ve belli bir tarz sinirlamasi olmadan sevdigim parcalari bir araya getirmeyi seviyorum .
Veee evimden kucuk paylasimlar :)
Ne dersiniz , bu minik aksesuarlar evime gorsel bir zenginlik katmis mi sizce ?
Yaz benim en sevdigim mevsim ama yilin bu guzel zamaniyla da vedalasma vakti geldi . Yazliklardan ve dis mekanlardan kislik evlere tasinma zamani ! Veda etmeden once , modasi hic gecmeyecek bir yaz sifresi , '' PROVENCE '' stilini paylasacagim . Kimbilir belki de begeniceginiz bir gorsel , gelecek yaz projelerinizde ilham olur ...
Ilham kaynagi Fransiz kir evleri olan nostaljik ve davetkar Provence stili , yazlik evlerin dekorasyonunda sikca uygulaniyor . Provence ruhu / PROVENCE STYLE baslikli post'umda detayli olarak bahsetmistim .
Patine ve eskitme mobilyalar , ferforje yataklar, naturel malzemeler , danteller , ketenler , cicekler ve beyazla karisan pastel tonlar ... Bu stilin tum anahtarlari dogada gizli . Rahatligi ilke edinen ve bunun uzerine sicaklik ve romantiklik ekleyen stilde , dikkat edilecek en onemli nokta , olabildigince dogal ve acik tonlarda ahsap kullanilmasi .
Fazil Say'in '' Hermias - Yunus Sirtindaki Cocuk '' eserinin Dunya promiyeri D-Marin Turgutreis Uluslararasi Klasik Muzik Festivali'nde gerceklesti . Festival 31 Temmuz/1-2-3 Agustos tarihleri arasinda idi ve Fazil Say'in disinda Dunyaca unlu kemanci Vanessa Mae , Arjantinli tenor Jose Cura , 2012 Leyla Gencer San Yarismasi birincisi Fatma Said ve '' Turkiye'nin 3 Tenoru " olarak taninan Aykut Cinar , Ayhan Ustuk , Senol Talinli gibi isimlerin de aralarinda bulundugu 400'u askin sanatci sahne aldi . Gun batimi resitalleri ise kucuk amfitiyatroda sergilendi . O tarihlerde Bodrum'da olmak ve performanslari canli izlemek muthis bir duyguydu . Dinleti ve gorsellik her sey , her sey harikaydi .
Eser , Milas’in Gulluk ( Iasos ) sahil kasabasinda 3000 yil once gectigi soylenen Grek kokenli bir Anadolu efsanesini anlatiyor . Yunus ile Hermias'in uc bin yil once yasadigi dostluk , Fazil Say sayesinde gunumuze tasinmis . Selcuk Yontem , tum ustaligini kullanarak ve etkileyici el-vücut hareketleriyle hikayeyi siirsel bir dille izleyiciye o kadar guzel aktardi ki , onun bu olaganustu performansi bu postu hazirlamamda ilham kaynagi oldu .
Iasos Antik Kenti
Iasos antik kenti Mugla'nin Milas ilcesine bagli olan Kiyikislacik koyunun antik donemdeki yerlesim biriminin adi ... Mitolojiye gore Argos'tan gelenler tarafindan 4 bin yil once kuruldugu ve ismini kolonistlerin basi Iasos'tan aldigi soylenmektedir .
Kentte yasayanlar verimsiz topraklara sahip olduklarindan gecimlerini balikcilik ile sagliyorlardi , ve bu konuda oldukca usta idiler .
Iasos'ta erkek cocukların gimnasiumda calistiktan sonra denizde yikanmalari bir gelenekti . Bu sirada kiyiya yanasan yunus , cocuklardan birini sirtina alip , aciklara goturuyor ve sonra yeniden kiyiya birakiyordu . Bu oykuyu duyan Iskender , cocugu Babil 'e getirtip deniz tanrisi Poseidon 'un rahibi yapmis . Iasoslular bu olaydan , M.O. 3. yuzyilda cikarilan madeni paralarinda , kolunu yunusun sirtina atmis bicimde yuzen cocuk tasvirine yer verecek kadar etkilenmislerdir .
Iasos'lu Hermias 'in mitolojik oykusu ise soyle :
Efsaneye gore , Iasos bolgesinde guzelligiyle herkesi kendine hayran birakan , yetim bir cocuk varmis . Uzun sari saclari , deniz mavisi gozleri olan bu cacugun adi '' Hermias '' imis , icine kapanik bir mizaci olan Hermias annesiyle birlikte yasiyormus . Arkadaslari denize girip , yuzup eglenirlerken sahilde yalniz basina oturur , onları izlermis . Gunlerden bir gun , kiyiya bir yunus baligi yanasmis , Hermias 'in yalnizligini fark edince onunla sohbete baslamis . Bir sure sonra cocukla yunusun arkadasliklari ilerlemis . Yunus bir gun cocugu sirtina alip , onu aciklara goturmus . Aksam olup cocuklar denizden ciktiklarinda Hermias'in yoklugunu farketmisler , seslenmisler , beklemisler ama bulamamislar .
Annesi disinda herkes umudunu kesmis Hermias'i bulmaktan . Ana yuregi bu ; agliyarak kosmus denizcilere " Ne olur bulun getirin Hermias'imi "diye yalvarmis . Denizciler sandallarina binip aramaya baslamislar mavi Ege'nin serin sularında Hermias'i ama bulamadan huzunle donmusler geriye . Bir gun bir denizci telasli bir sekilde kosarak '' bir yunus baligi ve sirtinda Hermias yuzuyorlardi , o kadar mutlu ve neseliydiler ki yanlarina yaklastim Hermias'i sandalima alabilmek icin ama ikisi de gozden kayboldular " demis . Cok gecmeden bir baska balikci , ardindan bir baskasi , sonra diger balikcilar hep ayni haberi iletmisler . Hermias'i yunus ustunde gordugunu soyleyen balikcilarin sayisi , gormeyenlerin sayisini asmis . “ Yunus ustunde Hermias ”, soylence gibi dillerde dolasir olmus ...
Aradan uzun bir zaman gectikten sonra bir gun , kiyiya vurmus bir cocuk ve yunus baligi bulmuslar . Hermias oldugunu anlayan halk hemen annesine haber salmis . Annesi kavusmus Hermias'ina ama hem cocuk hem yunus yasamlarini yitirmisler . Birlikte o kadar mutlu ve huzurlu gorunuyorlarmis ki ayiramamislar iki can dostu ve ayni mezara koymuslar uzerine de , Yunusun sirtina binmis cocugu tasvir eden bir tas heykel dikmisler.
St. Paul de Vence
Yine bir tepe uzerine kurulmus ve tarih boyunca guzelligin sembolu olmus bir köy St. Paul de Vence . Sair ve ressamlara ilham vermis bu bolgede heryer $ik sanat galerileriyle , studyolar , butikler ve kafelerle dolu . Bu gorkemli köyde ciddi bir restorasyon yapilmis olmasina ragmen eski caglarin sihri gunumuze dek surmus . Dar sokaklardaki ortacag yapilari ozenle korunmus . Buranin guzelliginden esinlenen ve yorenin ozelliklerini eserlerine yansitan sanatcilar arasinda Rus ressam Marc Chagall , Picasso , Matisse , Modigliani'yi sayabiliriz .
La Colombe d'Or , Nice tepelerinde buyuk bir une sahip kucucuk bir restaurant . Matisse ve Picasso gibi sanatcilar burada yemeklerini yerler , sanat eserleri karsiliginda hesaplarini oderlermis . Bu yuzden , bu muazzam mutfaga sahip kucuk terracotta oteli , bircok muzeden daha degerli ve onemli resimlere ev sahipligi yapmaktaymis .
Eze
Ortacag atmosferini koruyan diger bir sanat köyu Eze , bolgenin en guzellerinden suphesiz . Eze isminin tanrica Isis'in isminden esinlendigi soyleniyor ki , koydeki kilisede ( Notre Dame de l’Assomption ) heykelinin olmasi bunu dogruluyor her ne kadar rivayet olsada .
Bin yillik tas yapilar , duvarlar , meydan ve sokaklar mistik bir hava vermis carpici bir guzellige sahip bu köye . Sanat galerileri ve dukkanlar eski evlerin ve ahirlarin donusturulmesi ile kazanilmis .
Eze'nin labirenti cagristiran daracik tas sokaklari icinde iki kilise , buyukce bir botanik bahce , evler ve kucuk demir toplarla oynanan '' Pétanque '' icin oyun alani mevcut .
Chateau Eze Oteli’nin terasi nefis bir panoramik manzara sunuyor . Maviyle yesilin bulustugu bu essiz goruntu karsisinda kahvelerimizi yudumlarken surekli cekim yaptik fotograf makinelerimizle .
Dunyaya parfumu , guzel kokulari hediye eden bu bolgede , unlu parfum firmalari Fragonard ve Galimard'in subeleri bulunmakta . Cesit cesit mis gibi kokular esliginde parfum uretim surecini gozlemleyebilir , parfum ve sabunlardan satin alabilirsiniz .
'' Chateau Eze ''
'' Eze Botanik Bahcesi ''
'' Fragonard parfumeri ''
Tourrettes-sur-Loup
Kayalik tepeler uzerine kurulmus kucuk , cok sirin bu ortacag köyu , boyama, seramik taki ve heykel gibi el sanatlari ile unlu . Buyuleyici bir goruntuye sahip bu koyde diger faliyetlerden biri buyuyen endustrisine buyuk katkisi olan menekse uretimi .
Tourrettes sur Loup'u kesfetmek icin guzel cicek sepetleri yerlestirilmis dar sokaklarinda , tonozlu gecitlerde ve tas basamakli merdivenlerinde dolasmak yeterli oluyor .
Chateau des Villeneuve köyde ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri .
Bormes Les Mimossas
Adindan da anlasilacagi gibi mimozalarin hatta mor begonvillerin ve yaseminlerin tum evlerin duvarlarini susledigi tipik bir Provence köyü Bormes-les-Mimosas . Subat ayinda envai cesit sapsari mimozalar nefis kokulariyla sokaklarda ve bahcelerde muhtesem bir goruntu olusturuyormus . Yamaca tutunmus köyun cevresindeki surlar , olaganustu guzellikte panoramik manzaraya sahip . Tum eski evler pembe cinilerle kapli . Gercekten kucuk bir köy olmasina ragmen ziyaret edip gormeye degicek bir yer .
Bu tatil bize gorsel bir solen yasatti resmen . Her yorgunluga her adima degdi . Umarim Provence’i daha once ziyaret edenlerin hatiralari , yeni kesfedenlerin de hayalleri renklenmistir … Bolgeden ilham alinarak bestelenen Bizet ' nin '' L'Arlesienne '' suiti ile Provence 'a veda ediyorum .